İşkence ve Eziyet Suçu
Kişilerin bedensel veya ruhsal dokunulmazlıkları, irade özgürlükleri ve onurları hem devletlerin kendi anayasaları ile hem de birçok uluslararası sözleşme ile güvence altına alınmış, bu değerlere karşı işlenen, bu değerleri ihlal eden fiiller yine uluslararası ve ulusal hukuki düzenlemelerle (başta ülkelerin ceza kanunları olmak üzere) farklı yaptırımlara bağlanmıştır.
İşkence ve eziyet suçları Türk Ceza Kanunu'nda "Kişilere Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Yani bu suçlarla esasen kişi dokunulmazlığı korunur. Fakat işkence suçuyla buna ek olarak kişilerin, kamu idarelerinin fiillerini hukuka uygun addedip buna göre davranmaları özetle "kamu idaresinin işleyişine duyulan güven" de koruma altına alınmıştır.
Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve kişinin, bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açan davranışlar bir kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak icra edilirse işkence, kamu görevli dışında herhangi bir kişi tarafından icra edilirse eziyet suçu oluşur. Söz konusu insan onuruyla bağdaşmayan fiillerin tehdit, hakaret, yaralama, cinsel saldırı vb. şekillerde işlenmesi mümkündür. Bu şekilde gerçekleştirilen bir fiile işkence ve eziyet niteliği kazandıran husus, fiilin sistematik bir şekilde işlenip işlenmediğine bakılarak belirlenir. Sistematiklik; fiilin ani bir şekilde değil, belli bir süreç içerisinde tekrar eden ve kendi içinde bir bütünlüğü olan eylemlerle işlenmesidir. Fiil, belli bir süre devam etmişse yani sistematikse işkence veya eziyet suçları; ani bir şekilde işlenmişse hakaret, tehdit, yaralama gibi bağımsız suçlar oluşur.
İşkence ve eziyet suçlarının oluşabilmesi için fiilin taşıması gereken özellikler şunlardır:
-İnsan onuruyla bağdaşmama
-Sistematik bir şekilde uygulanma
-Kişiye bedensel veya ruhsal yönden acı çektirme veya
-Algılama ya da irade yeteneğini etkileme veya
-Aşağılamasına yol açma
Bu özellikleri içeren bir fiil bir kamu görevlisi tarafından, göreviyle bağlantılı olarak ve görevinin kendisine sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenirse işkence suçu, kamu görevlisi dışında herhangi bir kimse tarafından işlenirse eziyet suçu meydana gelir. Buradaki kamu görevlisi ifadesini geniş yorumlamak gerekir. Örneğin bir öğretmenin öğrencisine karşı, öğretmen sıfatının kendisine sağladığı güce dayanarak veya bir emniyet görevlisinin başka bir kimseye bulunduğu mevkiye dayanarak suçunu itiraf ettirmek için bu tip fiilleri işlemesi işkence suçunu meydana getirir.
Bu suçların fiil unsuru hem vücuda yapılan fiziki muameleleri hem de ruhsal acıları kapsar. Yani örnek olarak kişi başka bir kimseyi tekmelerse, tokat atarsa, yüzüne tükürürse, saçlarını çekerse, gözlerini bağlarsa, üzerini kirletirse, elbiselerini çıkarırsa, söylediği sözlerle onu aşağılar, hor görür, küçük düşürürse ve bu davranışlar sistematik bir hal alırsa işkence ve eziyet suçları oluşur.
Bu suç kanunda sadece kasten işlenebilen bir suç olarak düzenlenmiştir, işkence suçunun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Yani kişi dikkatsizlikle, tecrübesizlikle veya bunun gibi bir nedenle fiili icra ettiyse, kastı yoksa, bu suç nedeniyle cezalandırılamaz. Suçun, bazı kişilere karşı ve bazı şekillerde işlenmesi cezanın arttırılmasını gerektirir (nitelikli hal). Kanunda düzenlenen bu nitelikli haller şunlardır:
-Suçun çocuğa, gebe kadına, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişilere karşı işlenmesi
-Bir kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi
Bu hallerden biri mevcutsa ve failin bilgisi dahilindeyse yani fail mağdurun çocuk olduğunu, gebe olduğunu veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olduğunu biliyorsa ve fiilini buna rağmen işliyorsa cezasının arttırılması gerekir. İşkence suçu cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşirse yine cezada bir miktar arttırım yapılır.
İşkence suçu, ihmali davranışlarla işlenirse mesela bir kamu görevlisi işkence suçunun işlendiğini görmesine ve bunu önleme yükümlülüğü bulunmasına rağmen müdahaleden kaçınırsa verilecek cezada indirim yapılmaz. Kamu görevlisi, fiili bizzat işlemiş gibi cezalandırılır. İşkence suçunu oluşturan fiillerin işlenmesi sonucu, mağdurun yani kendisine karşı fiil icra edilen kişinin;
-Duyularından veya organlarından birinin işlevi zayıflarsa veya duyu ve organlarından birinde işlev kaybı meydana gelirse
-Konuşmasında sürekli bir zorluk meydana gelirse veya mağdur konuşma yeteneğini kaybederse
-Çocuk yapma yeteneği kaybolursa
-Mağdur gebe ise ve fiil sonucu çocuğu erken doğar veya düşerse
-Mağdurun yüzünde sabit bir iz kalır veya yüzü sürekli olacak nitelikte değişirse ceza bazı durumlarda yarı oranında bazılarında ise bir kat arttırılır.
İşkence veya benzer muameleye tabi olmama, her insan için dokunulmaz ve mutlak haklardan biridir. Bu hakkın doğması için ne bir şart, bir ön koşul gerekmekte ne de bu hakkın kullanılmasının bir istisnası bulunmaktadır. Dolayısıyla, herkes için dokunulamaz, mutlak bir hak olan insan onuru merkezli bir koruma öngören işkence suçu bakımından, hukuka aykırılığı ortadan kaldıracak herhangi bir sebebin varlığı söz konusu olamaz. Örneğin bir savcı, kişiye işlediğinden emin olduğu bir suçu itiraf ettirmek için dahi işkence teşkil eden fiillere başvuramaz. İşkence sonucu ölüm meydana gelirse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilir. İşkence ve eziyet suçlarının takibi şikayete bağlı değildir. Yani mağdur, şikayetçi olmasa hatta failin cezalandırılmamasını talep etse bile yetkili merciler durumu kendiliğinden soruşturur ve kovuşturur.
REFERANSLAR
Mahmut/Koca, İlhan/Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2018, s. 283-295.
Gölcüklü, Feyyaz/Gözübüyük, A. Şeref, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, 5. Baskı, Ankara 2004, s. 198; Tezcan, Durmuş/ Erdem, Mustafa Ruhan/ Sancakdar, Oğuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu, 2. Baskı, Ankara 2004, s. 246. Tezcan/Erdem/Sancakdar, s. 247;
Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 120; Nuhoğlu, s. 575; Tezcan/Erdem/Önok, (2010), s. 260; Önok, s. 446; Demirbaş, İşkence Suçu, s. 40; Üzülmez, İşkence Suçu, s. 154 vd.; Özbek/Kambur/Doğan/Bacaksız/Tepe, Özel Hükümler, s. 326
Üzülmez, İşkence ve Eziyet Suçu, s. 232.
Türk Ceza Kanunu (gerekçeleriyle birlikte)
Yorumlar
Yorum Gönder