Vak'a-i Hayriyye: Yeniçeri Ocağı’ının Kaldırılması
Yeniçeriler,
askerî sahadaki güçsüzlüklerine ek olarak askeri alandaki yeniliklere de
karşıydı. Cephelerde üst üste alınan mağlubiyetlerin üzerine halk da
yeniçerilerin haksız yere kötü davranışlarından bıkmış vaziyetteydi. Bu
durumlardan dolayı bu eşkıyaların ters tutumunun kırılması gerekiyordu.
Çünkü daha önceki Nizam-ı Cedit ve Sekban ordularına karşı isyan tertip edip
yenilik girişimlerine ket vurmuşlardı. Bunun üzerine II. Mahmud döneminde
devlet ricali gizli toplantlarla ocağın durumunu ve yenilik konusundaki
fikirleri istişare etmekteydiler. Sadrazam Benderli Mehmet
Selim Paşa, Şeyhülislam Kadızade Mehmed Tahir Efendi ve Yeniçeri Ağası Mehmed
Celaleddin Ağa’nın da hazır bulundukları bir toplantıda yeniçerilerin eğitim
alması oybirliğiyle kabul edildi ve fetva verildi. (Şeyhülislam Mehmed Tahir
Efendi, Yeniçeriler hakkında Sultan’la aynı kanaati paylaştığı için yakın
zamanda bu vazifeye getirilmişti; kendisi ocağın ilgasının fetvasını
verebilecek kararlılıktaydı.)
“Eşkinci”
ismini alan bu grubun da ıslahı mümkün olmamıştı. Harcanan onca zaman ve yüklü
miktar paraya rağmen “Yunan Meselesi”nin hâlâ çözülememiş olması ciddi
bir problem olarak görülmüştür. Sadrazam ve Şeyhülislam’ın da bulunduğu bir
toplantıda Yeniçeri Ocağı’nın yüksek rütbeli zabitlerinden Kul Kethüdası’nın
“böyle düzensiz askerle savaş görevi alsam gitmekte duraklarım.” sözlerinin
ardından askere ciddi bir eğitim vermeyi ve karışıklık çıkaranları en ağır
şekilde cezalandırmayı kabul eden fetva müttefiken kabul edildi. Daha sonra
Eşkinci Ocağı’nın varlığının Yeniçeriler tarafından aslında kabul edilmediği ve
ciddi bir isyan hazırlığında olunduğundan bahsolunup, bu durum kanıtlanınca,
Sadrazam, telaşa kapılarak Hüseyin Ağa’yı yanına çağırıp bu meseleyi sordu. O
da “Mademki kanun yolu ile toplanıp karar verilmiştir, bundan dönmek doğru
olmaz. Dayatıp bu işi başarmak gerektir.” demiştir.
9 Zilkade (28 Nisan) günü Yeniçeriler isyan için Et Meydanı’nda toplanmaya
başlamışlardı. Yeniçeri Ağası Celaleddin Ağa’nın nezaretinde olmayan bu isyanda
o da öldürülmek istenmiş ancak o an bulunamayıp öldürülememiştir. Yeniçerilerin
toplanmaya başlamaları ve isyan bayrağı çekmeleri üzerine Sadrazam, diğer
paşalar ve beylerden askerlerini derhal toplamalarını emretmiştir. Bu sırada
Sultan II. Mahmud da kılıcını kuşanıp Topkapı Sarayı’na gelmiştir. Sultan’ın
Sadrazam, Şeyhülislam ve son olarak devlet ricaliyle yaptığı görüşmelerde
Yeniçerilerin eşkiyaca davranışlarından dolayı yok edilmeleri kararı alındı. Bu
karar sonrası Hz. Peygamber’in Sancak-ı Şerif’inin de alınması,
Yeniçerilerin zulmünden bıkan halkın manevi olarak da Sultan’ın yanında
olmalarını sağlamak konusunda ciddi bir önem taşımaktaydı. Halk, Sancak-ı
Şerif’in altında toplanmaktaydı. Yeniçeriler buna engel olmak adına halktan
bazı kimseleri şehit etse de bu desteğe engel olamadı.
Kara Cehennem
İbrahim Ağa, Yeniçeriler’i nasihat yoluyla isyandan vazgeçirmek istese de
karşılık bulamadı ve Yeniçeriler Et Meydanı kapısının ardında kaldılar. Bir
müddet sonra İbrahim Ağa ve Hüseyin Ağa, Yeniçerilerin ilk önce saldırdıkları
ancak başarısız oldukları topçu askerlerini kullanarak onlara ciddi kayıplar
verdirmiş ve kalanlarını perişan hale sokmuştu. Böylece Yeniçeriler bozguna
uğradı ve ortadan kaldırıldı. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırıldığı 11 Zilkade 1241
(17 Haziran 1826)’den sonra “Asakir-i Mansure-i Muhammediyye” ordusu kuruldu ve
yapılmak istenen diğer yeniliklerin de önü açılmış oldu.
Onur KARABAĞ
KAYNAKLAR
Ahmed Cevdet Paşa, “Tarih-î Cevdet”, 6 Cilt, İstanbul: Hikmet Neşriyat, 1972
KEMAL BEYDİLLİ, "VAK ‘A-i HAYRİYYE", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/vaka-i-hayriyye (20.06.2020).
KEMAL BEYDİLLİ, "MAHMUD II", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/mahmud-ii--osmanli (20.06.2020).
MEHMET İPŞİRLİ, "KADIZÂDE MEHMED TÂHİR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kadizade-mehmed-tahir (20.06.2020).
Yorumlar
Yorum Gönder